bir çok insan tanıdım şu kısacık ömrümde
hepsiyle ayrı bir tanışma hikayesi ayrı bir anı ayrı bir sevgi
yaşadım ömrümü onlarla
herkesten birşeyler öğrendim galiba
ben doğduğumda hiç birşey bilmiyordum çünkü nerden öğrenebilirdim bu kadar şeyi
o yüzden herkese değer veriyorum galiba
yoldan geçen adam bile bana bazen birşeyler öğretiyor
ya da konuşmasını gizliden dinlediğim ön koltukta oturan teyze
belkide yanımda yürüyen küçük çocuk mızlaması
ama öğreniyorum
bu zamana kadar öğrendiğim herşeyi saysam sonsuz çıkar karşıma sonsuza ne eklersen sonsuz ne çıkartırsan yine sonsuz olur teknikte
ama benden bir bilgi eksilse ben eksilmişim gibi geliyor işte.,
yine konudan konuya atladı.
,bu kız
sonuçta aklımın ucuna ilişen sorularımı cevaplıyorum burda galiba
bir sonuca varmam gerek öğrendiğim essay derslerinden ilhamla
''bana katkıda bulunan bütün varlıklara teşekkürler''
oldu mu olmadı bence ama yazdık bir kere
buharlaşan sözler
3 Şubat 2011 Perşembe
2 Aralık 2010 Perşembe
hoşçakal giden...
kaybetmek neye benzer?
şöyle düşünelim o zaman
ellerimizi birbirine kenetleyip içinde biraz su tutmaya çalışalım..
oldu mu?
su ilk döküldüğü kadar kaldı mı?
yoksa seninle olmaya devam mı etti..
kurallara göre o suyun buharlaşması
yavaş yavaş ellerinden aşağı sızıp birikip damlayarak senden uzaklaşması gerekir...
geride sana kalan o soğuk sızıntıdan başka bir şey değilidir..,
sadece arkadasından bakmakla yetinirsin giden her damlanın
belki,
belki küçük bir hamleyle onu geri döndürebilirsin
ya da sadece
keşke hep avuçlarımın içinde kalabilseydin
dersin....
bunu yazarken hep aklımda tek bir şarkıyla yazdım :
http://fizy.com/#s/1joyh6
şöyle düşünelim o zaman
ellerimizi birbirine kenetleyip içinde biraz su tutmaya çalışalım..
oldu mu?
su ilk döküldüğü kadar kaldı mı?
yoksa seninle olmaya devam mı etti..
kurallara göre o suyun buharlaşması
yavaş yavaş ellerinden aşağı sızıp birikip damlayarak senden uzaklaşması gerekir...
geride sana kalan o soğuk sızıntıdan başka bir şey değilidir..,
sadece arkadasından bakmakla yetinirsin giden her damlanın
belki,
belki küçük bir hamleyle onu geri döndürebilirsin
ya da sadece
keşke hep avuçlarımın içinde kalabilseydin
dersin....
bunu yazarken hep aklımda tek bir şarkıyla yazdım :
http://fizy.com/#s/1joyh6
20 Kasım 2010 Cumartesi
şehirler
Kahrolası bir telaşla, tanımadığım uzak şehirler gezdim hafta sonunda...
.
[alıntıdır]
okuyunca kendimden çok şey bulduğum bir yazı... ben de olduğu gibi kendi içime döktüm
bir şarkı eklemek gerekirdi , ya da bu şehri anlatan bir resim.
http://fizy.com/#s/1lwbx5
Caddelerini koşar adım arşınladım; merakla daldım izbelerine; ansızın, umulmadık ama hep bekleyegeldiğim bir şey bulacakmışçasına yürüdüm kaldırımlarında, tarifsiz, arsız, mütemadi bir iştahla...
Yolları sordum, yollarda kayboldum.
Bir kadını yeni tanırmış gibi, vuslat saatlere sıkışmış gibi, bir başka sefer olmazmış gibi aceleye bulanmış rengarenk bir coşkuyla yükselip kondum sokaklarına...
Sonra yoruldum ve durdum.
Uzak bir şehre vuruldum.
* * *
Haraptı şehirlerim; yoksul ve mutsuz; yarınından umutsuz.
Tanımak zordu ya acul gezmelerde; ben sevdim onları yine de...
Zaten bir şehir hemen açmaz kendini size; keşfedilmeyi bekler, dirhemle sunar maharetini; kusurunu gizler.
O yüzden aceleye gelmez bir şehri gezmek; bir kadını sevmeye benzer.
Telaşsız sohbetler ister, günü birlikte karşılayıp, birlikte uğurlamalar... Uzun yürüyüşler, keyifli molalar...
Çünkü tıpkı bir kadın gibi, bir şehrin de sırrı, kuytularında gizlidir; çözmek, emek ister.
* * *
Lakin bir kez bağlandınız mı kokusuna, havasına, tadına, o, sevdanızın başkentidir artık...
Gecenin kollarına birlikte dalar, sabahı beraber karşılarsınız; Pazarları mahmur ve gergin Pazartesileri...
Bir kadınla birlikte uyanmaya benzer, bir şehri günün ilk ışığında görmek...
Sade, süssüz, tabiidir...
Ve hakikidir, yine de güzelse...
Bir şehre tutulmak, bir kadına bağlanmak gibidir; bir gün kopsanız da sızısı her daim asılı kalır yüreğinizde...
Nereye gitseniz, bağlandığınız şehri de götürürsünüz yanınızda; tıpkı sevdiğiniz kadını kalbinizde taşıyacağınız gibi... ölene kadar...
Bir kadını olduğu gibi, bir şehri de tanımak bir ömre sığmayabilir bazen... unutmak da...
Ve unutamadığınız şehirler, geri çağırır sizi bir gün... vazgeçemediğiniz kadınlar gibi...
* * *
Kahrolası bir telaşla, tanımadığım kadınlar sevdim ömrüm boyunca...
Ansızın, umulmadık ama hep bekleyegeldiğim bir şey bulacakmışçasına yürüdüm onlarla, tarifsiz, arsız, mütemadi bir iştahla...
Sonra birine bağlandım.
Ve hep öyle kaldım

[alıntıdır]
okuyunca kendimden çok şey bulduğum bir yazı... ben de olduğu gibi kendi içime döktüm
bir şarkı eklemek gerekirdi , ya da bu şehri anlatan bir resim.
http://fizy.com/#s/1lwbx5
27 Ekim 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)